8 Ağustos 2009 Cumartesi

gunduz vakti sarkilara sarilirken..

1 küp şeker, bol yapraklı 2 dal nane, 2 dilim limon, 1 şişe vişne soda, bolca buz, ihtiyaca göre Bacardi ve adını henüz öğrenemediğim radyo. İşte cumartesinin öğlen 2sinin tarifi. Hiç yoktan iyidir.
Kendimi mükemmele şartlandıramıyorum. Hep yoktan iyidire adapte olmalar. Bir öteki hareketin bundan daha iyi olmasını beklemek hayal gibi. Ne yani bundan bir sonraki aşamada elinde vişne suyuyla yanlış adamım buraya mı gelecek.
Tabi ki gelmeyecek hatta aramayacak arasa bile bıdı bıdı bişeyler diyerek kapatacak. Bu da yoktan iyidir. O kadarını yapsa bile iyidir. Hatta aramasa aramayı düşünse bile. O kadar vahim yani.
Kontrolü mümkün olmayan olaylar olur ya bazen hani kontrol edebilsen dünyadaki en mutlu 1.500 insandan birinin arasına girebileceğin türden. Kontrol edemiyorsun işte. Tek bir olay olsa hadi neyse ama herşey çok komplike. Bir yerden patlak vermemek neredeyse imkansız. Aşk hayatın düzgünse işin b.ktan, işin b.ktansa aşk hayatın mükemmel, hem işin hem aşk hayatın şahaneyse arkadaşlarınla aran b.ktan, arkadaşlarla iyiysen aşk hayatın b.ktan iş hayatın ehhh iştee. Sanırım yaratabildiğim en mükemmel karışım mojito çeşitleri. Gerisi hikaye tadında gelişen şeyler.
Bu cumartesi öğleden sonramı ara sıra gelen süper esintiye, modundan şaşmayan hala adını bilmediğim radyoya, vişnenin limon ve naneyle yarattığı farklı tada ve kendimi azcuuuk relax hissettiren Bacardi'ye adıyorum. Böyle birşey olsa gerek aşk. Saçma sapan şeyleri sevmek onlara adanmak.
Pazara gelmeden slow motion, hiç yoktan iyi.

3 yorum:

woryzover dedi ki...

"hiç yoktan iyi", "normal'e göre şahane.

en boktanı "normal"

slowmotion dedi ki...

la olum ne olursa olsun hayat boktan

woryzover dedi ki...

doğru didin ):