18 Ağustos 2009 Salı

hamus

Hamuş olmaya karar verdiydim ama bu blog burda dururken pek mümkün değil gibi. İçerlenmeler, hislenmeler, dalıp dalıp geri gelmeler baki iken hamuşluk sadece ses çıkarma kısmında mümkün olacak gibi. Tümden hamuş olsa insan patlamaz mı? Bir yerde içindeki birşeyleri serbest bırakmalısın ki yerine yenisini koyabilesin. Kabın kadar alırsın, benim kabım o kadar geniş değil.
Zaten boşaltmasan bir yerde lüzumsuzu nasıl bilirsin en iyisini, en doğrusunu. Günde sadece 5 hadi becerebildin 6 saat uyurken düşün bir nasıl doluyor beynin, kalbin. Neyle boşaltacaksın onu? Neyle rahatlatacaksın kendini? Becerebilen mutlu, beceremeyen bir sürü lüzumsuzu ile dolu.
Acilen kitap okumayı bırakıp kendi dilime dönmem lazım. Çok arakçı hissediyorum kendimi. Wory mesela sen çok kallavi kelimeler kullanıyorsun bazen konusuşurken. Bazılarını anlayamıyorum, sözlükten baktıklarım bile var. Özeniyor insan. Öyle senin gibi bildiğim 2 kelam yoktur benim. Tipime de uymadığını düşünüyorum ama sana yakışıyor.
Sanırım kitap yazsam 13 - 15 yaş grubu kızlara hitap edebilirim. Beyaz diziler vardı. Aşk hayatıma gem vurmaya karar vermesem yazabilirdim belki onlardan. Ama beyaz dizilerin sonu mutlu biterdi sanki. Hiç öyle mutlu bitmiş bir aşk hikayem olmadı. Hatta yatağa geçip böyle mutlu bir son kurgulurken bile batırıyorum. İnsan güzel birşey kurgularken neden bir anda kavga etmeye başlar? Ben her gece bunu yapıyorum, belki ondan böyle oluyordur. Sen her gece adamla hem de adam yokken kavga et sonra sabah mutlu kalkamadın diye hayıflan. Hayır, gerçekle kurguyu ayırt edemeyen bir insan değilim sadece ne düşündüysem başıma geliyor. 40 kere söylersen olur dedikleri şey bu işte. Ben 40 defa kurguluyorum 40'ında b.ka sarıyorum sonra elbet o oluyor.
Dedim ya hamuş olmaya karar verdim. Artık olan bitenin düzelmesini ya da geçip gitmesini bekleme ve bunların bir anca önce olmasına çaba göstermenin yerine iki gündür kabuğuma çekilme uğraşındayım. Henüz hissettiğim bir kabuk yok, zara sarılmış, sarınmış haldeyim. Ne yumuşak ne sert. Böyle devam ettirebileceksem zara da razıyım. Belki biraz unutur, biraz toparlar, kendimi gelirim. Çünkü biliyorum, dağıtmadım ama dağıtmaya fazlasıyla müsaitim.
Şu arakçı yazar ruhumu içimden çıkarınca mı yazmaya devam etsem?

1 yorum:

woryzover dedi ki...

o boyumdan büyük "kallavi" dediğin laflar yakıştığından değil, tamamen "eski adam" oluşumdan, yaşadığım tarihe adapte olamamaktan bence.

hamuşluktan da olabiir hani. tutup tutup konuşamamaktan. uzun süre içerde kalan kelamların ilk "dost" selamında büyüye büyüye dışarı atılmasından. ne bileyim işte, wory de böyle adam...

haksızlık ediyorsun kendine! dil senin dilin gene, değişen birşey yok yani. 13-15 yaşı, beyaz serileri, negatif telkinleri, gece kurgularını, monolog kavgaları...
hepsini yerim, SANA BİRŞEY OLMASIN!