26 Kasım 2021 Cuma

Hayırlısı...


Gerekli ritüelleri tamamlamadan, usulüne uygun olarak defnedilmeyen cenazelerin ruhu dünyadan ayrılmaz. Adı hayalet olur, hortlak olur, kötü ruh olur... Hemen her toplumun inanışında vardır bu. 

İlişkilerimizde de bu böyle. Arkadaşlık, dostluk, akrabalık ve tabii ki aşk... Doğal seyrinde devam edip normal yollarla bitmeyen her ilişki, hayatımızda bir hayalet bırakıyor. Onca yılın üstüne gelip rüyamıza giriyor, aklımıza geliyor, karabasan oluyor. Olurunda bitmeyen her ilişki kendi hayaletini peşinde bırakıyor... 

Hata yaptığımı anladım bugün. Benim bilmeden yaptığım şey yeni bir hayalet yaratmaya çalışmakmış. Oluruna bırakmak, doğal yollarla bitmesini beklemek, beklerken de bugüne kadarki kafamın aksine kaderci olmak, "Vardır bir hayır" demek, "Olacağın önüne geçilmez" demek, "Hayırlısı neyse" demek huzurun açılan kapı belki de.

Diğer türlüsü huzursuzluk verdi şimdiye kadar, kaygı verdi, paranoya verdi. Bir de böyle deneyelim bakalım...

Bu kadar yıpranmışlığın, parçalanmışlığın, gönül kırgınlığının üstüne, bir de hayalet bela etmeyeyim başıma!

15 Kasım 2021 Pazartesi


Şimdi Yürütülüyor: Yeni Türkü - Çember

Büyük, iddialı cümlelerim olmadı hiçbir zaman.
Aforizmalarım, didaktik paragraflarım...
Zaten yarım yamalak bir aklım var, kime ne öğreteyim, kime ders vereyim, kime parmak sallayayım?

Ortalama bir insan olarak yaşadım kırk yıldır.
Ortalama halimle büyük mutluluklar yaşadım.

Buraya kadarmış ama. Şimdi bu ortalama adam, ortalamanın dibinde bir mutsuzluğun girdabında kıvranıyor.

Kime ne diyeyim, kime kızayım, kime öfkeleneyim?
Ortalama bir adamı başına tac edip hakkettiğinin üstünde muhteşem mutluluklar yaşatana mı?

Bir yerde okumuştum. "Tavuğu bıçakla ya da tüfekle öldürmenin tavuk açısından hiçbir farkı yoktur. Neticede tavuk ölmüştür."

40 yaşında, borçlu, dertli, kafası gel gitli bir tavuğum ben.
Bıçağı çalana mı, tetiği çekene mi kızayım?
Tavuğu değil de kudreti yerinde, işi gücü denk, tavuğu taze taze kesip yemeyi seveni seçene kızmak da hakkım değil...

Türkan Şoray Ahmet Mekin'i tercih etti diye herkes Kadir İnanır'dan vazgeçmek zorunda değil.

İnkarın ardından gelen isyan artık yerini kabullenmeye bırakmalı... Bırakamıyor ama bunun zamanı geldi. Mağlubiyet halini içselleştirmek herkes için hayırlısı.

Deveyi gütmek mi, diyardan gitmek mi yoksa terk-i diyar etmek mi?

İşte bütün mesele bu!

6 Kasım 2021 Cumartesi

Burası Benim!


Şimdi Yürütülüyor:
Zülfü Livaneli - Günlerimiz

Aynı eski günlerdeki gibi, eski hayatımdaki gibi. Özlediğim için değil, zerre özlemim yok o günlere dair. Ama kendim için yazmayı özlediğimi fark ediyorum.

Burası benim!
Kendimi kendime anlatmak için. İçimi başkasına değil, kendi kendime dökmek için.

Burası benim etanolle şişen mesanem, yaşama dair mide bulantımı boşalttığım kusmuk torbam, ağlama duvarım.
Günün birinde nasıl mutlu olduğumu da buradan anlatırım, kim bilir?

Ama burası benim.
Bir başkasına değil, kendime yüreğimi kendime açtığım alan.

Çok nikotinli, çok alkollü, çok siyahlı, az renkli bir mekan burası.
Burası benim!

5 Kasım 2021 Cuma

Ben Geldim!



Merhaba uzun cümlelerim. 

Aranıza yeni katılan cümlelerim için kendimi tanıtayım. Zamanında buralarda bir şeyler kaynatan, on bir yıldır görünmeyen bir adamım. İsmim Woryzover.

On bir yıldır iyi kötü yazmaya devam eden, hatta yazmayı meslek haline getiren, hemen hemen her konuda yazıp da kendini yazmayı unutan bir adamım. Geçtiğimiz aylarda karşıladığım kırkıncı yaşımın pek de iyi olmayan ruh haliyle, üstat Sait Faik’in “Yazmasaydım deli olacaktım” dediği noktadan selamlıyorum sizi.

Ayrı geçirdiğimiz günleri sonra konuşuruz ya da konuşmayız, bilemiyorum. İlk günden fazla yormayayım sizi. Uzun cümlelerin adamının bugününü kısa kısa cümlelerle anlatayım:

Zoraki gülümsemelerden yorgun.
Yanlışlarının bedelini ağır ödüyor.
Kendine düşmanlığı pişmanlığından.
Mutsuz, olabildiğine mutsuz, uykusuz bir alkolik. 

Kaybetme korkumla, paronayamla, anksiyetemle, hezeyanlarımla... İğne deliğinden Hindistan'ı seyretmek için... Yeniden merhaba!