23 Haziran 2009 Salı

Ne Kokusu?

Şimdi Yürütülüyor: Candan Erçetin - Bu Sabah

Lise zamanlarımızdı. Böyle bir yaz gecesi, eşle dostla sofra başında sabahlandı. Nasıl bir günse o gün, hemen hepimiz dertliydik gönül işlerinde. Herkes içini döktü o gece sabaha kadar. Sabaha karşı nevale tükendi. Birşeyler alıp gelelim niyetiyle sokağa çıktık. İyi ki de çıkmışız! O ana kadar hiç duymadığımız çok güzel bir koku vardı dışarda. Herkes birbirine soruyordu bu serin, temiz, ferah koku neyin kokusu diye. Hiçbirimiz cevap bulamadık. Pek üzerinde durmadık, muhabbetle birlikte kaynadı gitti konu.

Birşeyler aldık almasına da, dükkanlar açılıncaya kadar bir süre beklemek zorunda kaldık. O saatte vakit geçirilebilecek tek açık yer olan bir kahveye attık kendimizi. İçeride bir tek kahveci vardı. Çaylarımız geldi. Birer sigara telleyelim dedik, herkes üzerini yoklandı , yok! Kahveci abi birer de sigara verdi bize. Kalkarken çayların parasını da almadı. Rica, mica, ısrar ettiysek de almadı. "Muhabbet ettik gençler, yetiversin" dedi. Üstüne bir de "Bakkal açılmadıysa dönün gelin paketi alın" dedi. Çıkarken herkes birbirine bakıyordu kaldı mı böyle güzel insan dercesine.

Gittik, yeni açmış bakkal. Esnaf, kasaları anca dışarı çıkarmış, dükkanın önünü ıslat ıp süpürüyordu. İki - üç parça birşeyler alıp, borcumuzu sorduk. Alıştığımızın hayli altında bir rakam söyledi. Kimsede bozuk çıkmayınca, "Tamam beyler, ben akşama kadar buradayım, uğrarsınız bir ara" dedi. Oysa bizi hiç tanımıyordu.

Sabah sabah herkesin güzelliği üzerindeydi. Dönüşte de bir araç durdu. Direksiyondaki abi; "Yürümeyin sabah sabah, atlayın" dedi.

Kapının önünde can arkadaşlardan birisi dürttü. "Buldum Woryzover" dedi, bu koku güzel insanların kokusu. Oyalar, Denizler, Gülşahlar uyanmadı daha. Ayakta olanlar güzel insanlar. Bu koku onlardan geliyor.

Güzel insanların kokusu kaldı o kokunun adı. Her duyduğumda güzel kahveciyi, güzel bakkalı, güzel şoförü hatırlarım. Bir de Oyaları, Denizleri, Gülşahları hiç canım istemese de.