
Dengesiz bir şekilde konuşuyor dengesiz bir şekilde hareket ediyormuşum. Aşk değil miydi bu ya? Aşk bir dengesizlik işi değil miydi?
Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'ni okuyorum. 290. sayfasına geldim ve her sayfa atlayışımda Kemal gibi olmaktan korkuyorum. Sanki değilmişim gibi, saplantım felan yokmuş gibi. Tamam, onun kadar olmasa da az buçuk yakınım. Eşyalara bağımlılığımı 9 ay önce bırakma kararı almış ve yıllarca biriktirdiklerimi bir çırpıda atmıştım, atmak zorunda kaldım da denebilir aslında. Şimdi de çok kurtulmuş değilim işin gerçeği. Kemal gibi ben de hala bana "o an"ı hatırlatsın diye birşeyleri saklar dururum. Orama burama sürmüyorum ama. Adam kızın kullandığı cetveli bile ağzına soktu be.
Orhan Pamuk mutluluk için şöyle bir şey yazmış; "Mutluluk, insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdur yalnızca". Bu cümleyi okuyunca şöyle bir kendime baktım, sanki mutsuz olduğumu yeni farketmiş gibi "evet, mutluluk insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır" diye Pamuk'u doğruladım.
Karıncalardan nefret ediyorum ama beni inatla yalnız bırakmadıkları için onları tebrik ediyorum, tebrik ederken telef ettiklerim için yaradandan tabiki af diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder