13 Eylül 2009 Pazar

yokluk

Yokluk içinde birikiyor. Anlatamıyorsun. Anlatacak kelimeleri bulamıyorsun. Yok ki! Neyi nasıl anlatasın?
Alkolden, sigaradan ve radyodan ibaretim. Sabaha kadar içeyim, dinleyeyim. Ne içkim bitsin, ne sigaram tükensin ne de bu yayın sona ersin. Alsın götürsün beni geçmişe sonra yakalasın kulağımdan sallasın geleceğe. Paso hayal, paso düş. Geçmiş ve gelecek arasında tatlı gelgitler.
Gerçekleri, rüyaları bırak benim elim kolum hayallerim ve düşlerim de bile bağlı. Bir anda ne devreye giriyor bilmiyorum ama kitabın en tatlı yerinde hayallere dalmışken ya da şarkının en içten kısmında bir düş kurarken biri sanki kitabı elimden alıyor veya aniden radyonun fişini çekiyor. Sonrası o kahrolası gerçekler.. Yüzleşmekten köşe bucak kaçtığın ama beni en olmadık anımda yakalayan gerçeklerim.
Elimi kolumu bağlayan ve malesef yanılgı olmayan gerçeklerim. Aslında olmayan, yokluk olan ama canımı almaya başlayınca herşeyden daha var gerçeklerim! Sevmiyorum bu ne dediğini bilmez hallerimi.

Hiç yorum yok: