
Bugün hem senin doğumgününü hem de benim bir dakika süren ve yeten mutluluğumu kutlayayım dedim. Hatta bugünü altın harflerle bir yere mi yazsam?
Evet, bir dakika ve yeten bir mutluluk. Benim elimi ayağıma dolaştıran, şapşallaştıran, sandalyemde havalara uçuran ve müşteriyi kovduran mutluluğum.
O dakikadan itibaren mutluluğun gözlerimden ve dudaklarımdan okunduğuna eminim. İnsan istemsizce sırıttığını hissedince bir garip oluyor, kahkaha atası geliyor. Herkese sarılmak istedim, önüme gelenle kucaklaşmak, zıplamak, abartıp halay çekmek felan. Kendimden geçtim be kardeşim, daha nasıl diyeyim.
Ey Tanrım, gör bak, bir dakikası beni ne hallere getiren bir aşkın kucağındayım!
Bu gece toz pembenin uçmasıyla gelen zifiri karanlığı düşünesim, mutsuz olasım yok. Her dakika o bir dakikayı slow motion şeklinde yaşayasım, sürprizlere sarılıp aptal bir umut besleyesim var.
Daha fazla yazamıyacağım, mutluluktan burda çığlık kahkaha karışımı efektlere girecek gibiyim.
*Kendime Dipnot* Herşey daha güzel olursa, kokusu da güzelse bundan sonraki parfümüm bugünü anmak adına bu olsun.
1 yorum:
sağolasın canım benim, ellerin dert görmesin. dokuz yıl be! breh breh breh!!!
bir gün olsun üzmedin sen de beni, hiç kuşkun olmasın. bilakis, her aklıma geldiğinde mutlu oldum "iyi ki bu insan benim dostum olmuş" diye.
nice, 9., 19., 29. ... yıllara :)
Yorum Gönder