25 Eylül 2009 Cuma

buraya kadar(mıs)

Maraton denen şeyin bir sonu olmazsa anlamı olmaz değil mi? Sonu yok olmasa mukavemetı nasıl ölçeceksin ki? İşte sabırda böyle bir şey. Bir sonu, bir haddi var. Yoksa mukavemetımızı nasıl bilebileceğiz?
Galiba benimki buraya kadarmış. Bu kadarını bana zaman gösterdi, bundan sonrasını da o gösterecek. Şu an dolmuş ve taşmasına bir damla kalmış bir bardak durumundayım. Damla olmazsa o tirada lüzum kalmaz dolu bir şekilde yaşanılır, buharlaşılır ve bardak azıcık boşalır. Damla olursa o tirad ucundan ya da tamamen yaşanılır, taşılır ve bardak azıcık boşalır. İkisi arasındaki fark ise içerde uhde olarak kalır. Biliyorum, benimkisi buharlaşma sonucu oluşacak bir boşalma. Tercihin ne deseler, şu an ben de onu tercih ederim, kimseyle muhattap olmaya takadim yok.
Bir yere 3-5 gün diye gitsem 1-2 yıl dönmesem!
Burayı bu kadar çabuk tüketeceğimi ve başka diyarlara gidişi düşleyeceğimi 1 yıl önce hiç hayal etmezdim. Tüketiliyormuş, oluyormuş...

Hiç yorum yok: