2 Nisan 2010 Cuma

Kaç Wory Kaç!

Tebdil mekanın verdiği ferahlığın ömrü üç günmüş, onu anladım. Dönüp gelince her şeyin aynı, hatta eskisinden daha durağan olduğunu gören insanın "Haniyaa daa benim üç beş bidon benzinim" diyerek cinnete gelmemesi zor. İş diğer eldeki tokainin manyetosuna basmaya kalıyor.

Durağanlık tek başına büyük problem değil ama belirsizlikle birleşince bölüm sonu canavarından hallice oluyor. Gün içinde, saatler boyunca süren "belirsizlik - durağanlık" unvan maçının galibine göre o günkü haleti ruhiye şekilleniyor. Sakarlıklar, saçmalamalar, türlü mallıklarla da nüanslar belirginleşiyor.

Akvaryumunda eyleşen balık, ummanı hiç görmezse, dört duvar halinden daha az sıkıntı duyar herhalde. Birkaç saatliğine gözlerini açar da, tekrar karanlığa hapsedersen körü, o yılların razı gelmiş tevekkülünden eser kalmaz. Benimkisi de o hesap.

Arada bir kıyıya bir şişe vuruyor kıyıya ama içindeki not hep doktor yazısı. Okuyamıyorum şimdilik.

Hiç yorum yok: