Beni günün her hangi bir diliminde ki 1:25 saniye içinde yerin dibine sokan ve yine bir başka günün her hangi bir diliminde ki 1:25 saniye içinde gökyüzüne fırlatan aynı adam. Yüzümü astıran ya da koşarak ona buna sarıldıran o adam. Yanlış adam. Aslında benim yanlışlarımı su yüzüne çıkaran, daha bir yanlışa sevkeden, bir türlü kendime dönmeme, toparlanmama imkan vermeyen adam. Ben artık onda suçun olmadığını ve kendimin yanlış olduğuna karar verdim. Kesinlikle yanlış ve dengesiz olan benim. Nerden mi anladım?
"Yeter artık ben çok yoruldum ve usandım. Adam gibi konuşmalı ve artık birlikte ya da ayrı olduğumuzun bir kararını vermeliyiz. Birlikteysek bir ilişki içinde gibi yaşamalı yok ayrıysak cidden ayrılmalıyız. Konuşup karar veremiyorsak da bu durumu acilen kestirip atmalıyız, b.ktan bahanelerle birbirimizi aramamalı, unutmalıyız." demememden, diyemememden.
Şu yukarıda ki cümleyi hızlı bir şekilde söyleyince 1:25 dk yı bile almıyor.
Acep onda yerin dibini boylama etkisini mi yoksa gökyüzüne uçma etkisini mi yaratır?
Ne olursa olsun, ne dersen desin, ne diyemezsem diyemeyeyim, yanlış olsun, doğru olsun, berbat olsun ya da şahane... Bir hatanın artık yamacında değil de kucağında oturduğumun farkındayım! Malesef herşeyin farkındayım ama sanki bunu bildiğimi ya da kabul ettiğimi bir başkası anlarsa asıl yanlış o zaman başlayacak gibi.
Tut ki çıldırdım işte!
2 yorum:
admin olmak varmis!
bak şimdi!!!
kendi ağzımla söyledim de, suçlu oldum gene, iyi mi ;)
Yorum Gönder