Büyük, iddialı cümlelerim olmadı hiçbir zaman.
Aforizmalarım, didaktik paragraflarım...
Zaten yarım yamalak bir aklım var, kime ne öğreteyim, kime ders vereyim, kime parmak sallayayım?
Ortalama bir insan olarak yaşadım kırk yıldır.
Ortalama halimle büyük mutluluklar yaşadım.
Buraya kadarmış ama. Şimdi bu ortalama adam, ortalamanın dibinde bir mutsuzluğun girdabında kıvranıyor.
Kime ne diyeyim, kime kızayım, kime öfkeleneyim?
Ortalama bir adamı başına tac edip hakkettiğinin üstünde muhteşem mutluluklar yaşatana mı?
Bir yerde okumuştum. "Tavuğu bıçakla ya da tüfekle öldürmenin tavuk açısından hiçbir farkı yoktur. Neticede tavuk ölmüştür."
40 yaşında, borçlu, dertli, kafası gel gitli bir tavuğum ben.
Bıçağı çalana mı, tetiği çekene mi kızayım?
Tavuğu değil de kudreti yerinde, işi gücü denk, tavuğu taze taze kesip yemeyi seveni seçene kızmak da hakkım değil...
Türkan Şoray Ahmet Mekin'i tercih etti diye herkes Kadir İnanır'dan vazgeçmek zorunda değil.
İnkarın ardından gelen isyan artık yerini kabullenmeye bırakmalı... Bırakamıyor ama bunun zamanı geldi. Mağlubiyet halini içselleştirmek herkes için hayırlısı.
Deveyi gütmek mi, diyardan gitmek mi yoksa terk-i diyar etmek mi?
İşte bütün mesele bu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder