22 Eylül 2022 Perşembe



▪️ Gözün bozkıra alışmışken gördüğün ilk yeşillikte “Çimlere basma”,
▪️ Batma korkusunu yenice silmişken yüreğinden “Can yelekleri tavandadır”,
▪️ Sayılara, rakamlara takılı yaşamaktan vazgeçmişken “Vasati kırk çöp”,
▪️ Çakırkeyflikten tat almaya başlamışken “Alkol dostunuz değildir”,
▪️ Düşle gerçek arasındaki perde ancak flulaşmaya başladığında beliren “Gerçek kişilerle ilgisi yoktur”,
▪️ Tam da aydınlığa kavuşmuşken “Lüzumsuzsa söndür” diyen otoritenin salladığı parmak "ömür" dediğimizin özeti.

Velhasıl, hevese turp sıkma konusunda pek bir iştahlı olan hayatın,

Tam da bu yüzden hakkını vermek lazım.
Zira tek kullanımlık kendisi.

13 Eylül 2022 Salı

Daralandan daralmak


İnsan evladı pek bir bencil.
(Kınamak yahut yargılamak maksadı içermeyen, büsbütün nesnel bir teşhis, kendimi de ayrı tutmadan.)

Kendisine dahi açamadığı bir sırrı vardır örneğin.
(Ki, külliyen yalandır. Adem evladı bilir kendisini. Bilir de, sonradan giyindiği toplumsal nakışlı urbalar pek bir sıkar da, sesini çıkaramaz.)İçin için, meşhur masaldaki gibi "Midas'ın eşek kulakları" diye haykıracağı kuyuyu arar. 

O kuyu arkadaşıdır çoklukla.

Eskisi makbuldür o arkadaşın.

Mukayesesi mevzubahis olacaksa şayet, araba jargonu tam denk düşer o bahtsız arkadaşa.

İki satır üstteki "eski" sıfatının yerine "klasik" geçer misal.

Geçecek ki, o kadersiz de "sırdaş" gibi "dost" gibi şahane bir paye yükleyecek kendisine. 

Hatta ve hatta "kadim dost" olacak ki, bu derin sırra mazhar olsun.

Vuruğu, döküğü, değişeni olmayacak böylelikle... -Yersen!-


Ulan altı üstü dert bu, sal gelsin değil mi?
Nedir bu haybeye enerji sarfiyatı?

Cevap için, hooop dönelim, bu saçmalığın ilk satırına:
Bencillik başa bela!

Buldun seni sabaha dek dinleyecek bahtsızı da iş bu kadarla bitti mi?

Bitmeeezzz!

Bir de "Normal halimle ağzımı bıçak açmazdı da" gevşekliğine kılıf olacak bir miktar alkol lazım.

E hadi o da tamam...

Anlatman için Zeus'un g.tümüze yıldırım atmasını mı bekliyorsun a benim güzel kardeşim!

Ya anlat da dinleyelim.
Yoksa
Yat da, yatalım biz de!


4 Eylül 2022 Pazar

Dostane İkaz


Direnmişiz anlatmak için de tükenmiş nefesimiz..
Vazgeçmişiz çaresiz...
Sonra biz susmuşuz,
Özbeğen Abi söylemiş bizim namımıza...

Anlayana sivrisinek saz,
Anlamayana kuyruklu piyanoyu soksan az!

40 YAPAR!


Bugüne kadarki yaşamıma dair tek bir dilek hakkım olsaydı şayet; uhdesinde merhumları diriltmek, hastaları iyileştirmek gibi opsiyonları da barındıran bir dilek hakkı yani. Düşün, o kadar kudretli...

Tereddütsüz vereceğim yanıt ne olurdu bildin mi?
- Çizelim güzel kardeşim, kırkıncı yılımın üzerini... Tipeks atalım. Bıçağın ucuyla kazıyalım. Hiç olmadı, kulak çubuğunu çamaşır suyuna batırıp üstünden geçelim...

Daha da kudretli bir iradeyse şayet bu dilek hakkını bana veren, tertemiz derdim ki,
"Biraderim sen beni geçen yıl bugünde uyut, şu anda uyandır!"

Öyle yaşamamak istediğim bir yaşım oldu velhasıl.

Beşer her şeyle de sınanmaz ki, el insaf!

Gerçi bu imtihan dediğimiz safsatadan ibaret mekanizma da sadece bizimki gibi ortalama yaşamlarda çalışıyor ne hikmetse. Ne imtihanı bu, neyin imtihanı?

Hadi bir an için uhrevi bir kudret tarafından sınandığımı farz edeyim...

Yaşamımdaki her bir bileşenle beni sınayacak olan bu kudretin; hem de dünyaya, yıldızlara, gezegenlere, galaksilere, kara deliklere, ezele ve ebede hükmedebileceğini düşündüğümüzde; işi gücü bırakıp benle uğraşması, en çalışmadığım konulardan beni teste tabi tutması akıl karı mı?

Nereden baksam mantığımın kalıplarına oturmuyor hasıl kelam!

O zaman "Yaşam V.41.0" kurulsun an itibariyle. Önceki versiyonuna dikkate değer "update" gelmemesi halinde, "cayma hakkım" baki kalmak kaydıyla.



13 Temmuz 2022 Çarşamba

Şimdi Yürütülüyor: Yine Düştük Yollara

Bazen yola çıkmak iyi gelir.
Yolda olmak, yol almak güzeldir.

"Nereye gidiyorsun" diyene
"Koy g*tüne, yoldayız ya" demek güzeldir.

Varış noktasından bağımsız, yola düşmek güzeldir.
Yola düşmekten bağımsız,
Yola düşmeye karar vermek daha güzeldir.

Yoldayız artık...

4 Şubat 2022 Cuma

Güzel İnsan, Anadolulu Hayyam: Neyzen Tevfik

Sana da hayırlı cumalar haramzadenin bayrak taşıyanı…
Yarın güneş tepedeyken gideceksin camiye, farzdan önce dört, iki farz, sonra bir dört daha… On rekatta tertemiz olacaksın değil mi?

Kamette, salavatta bir uhreviyat oturacak ama camiden çıkınca kırıntısı kalmayacak yüreğinde.

Pırtak gibi türedi ya bunlar,
Dilinde Allah, iman,
Hayatı yalan dolan.

Hasbelkader bir Mevlana öğrenmiş,
Halbuki hazret bunu görse “Sen gelme ulan ayı” diyecek”
Öyleyken insan-ı kamil sanar kendini, hilkat-ı cahil...

Evinde bekleyen helali,
O bekliyor ya nasıl olsa,
Dostudur uçkurunun ikameti.
Zira çok sever, kendisini seveni, öveni...

Üç olsa dördüncüye hayır demez,
Ona mı düşmüş hayır demek, fıkıh ehli cevaz vermişken...

Mesleği bina, hayatı zina…
Ne görmüş, ne anlayacak.

Neyzen dirilse “Anlarsa ekime, anlamazsa bir başka ekime” diyecek kadar nazik olamazdı herhalde…

Bir güzel adam gelmiş geçmiş bu topraklardan.
Lafzıyla ruhu bir, günün süslümanlarına inat edercesine…

Yazmış Neyzen,
Bugünü görmüş de yazmış…

Makam mevki için, alacağı üç kuruşluk iş için
Yapmayacağı yavşaklık,
Yemeyeceği kul hakkı,
Atmayacağı takla,
Sömürmeyeceği emek olmayan…

Onursuz, hayasız ama sureten “fazilet timsali” kansız şerefsizler için yazmış…
Afili ofislere, yerden yüksek taşıtlara, yaldızlı kartvizitlere tamah edenler için yazmış…

İyi ki de yazmış.
Var ol Neyzen!

“Erdem” denen para etmeyen mefhumu, yaşamının baş köşesine koyan dostlara saygı, öte türlüsüne nefretle… Ben susayım, Neyzen söylesin:

“Ben sana bok demem,
Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka,
Onu da mundar eder.

Tanrı senin hamurunu
Necasetle yoğurmuş,
Anan seni sıçar iken
Yanlışlıkla doğurmuş.” 

17 Ocak 2022 Pazartesi

İrticalen... Olmazsa Tahammüden (Before Night Is Over)

Şimdi Yürütülüyor: Ahmet Kaya - Cinayet Saati

Bilmem kaçıncı kurtarma yazılısı yapan hocanın iyi niyetini, dersine çalışmayan ya da çalışsa da yetersiz olan öğrenci değil de, dersi sabote etmekte direten sınıfın puştu baltalar.

Ki, bu postun altında ete kemiğe bürünen sınıfın puştu metafordur. Sınıfın puştuna kızsan da nefret besleyemezsin kırk yaşın aklıyla. Ergendir, toydur, cahildir... Ama ellisine merdiven dayayıp da cemiyet mikrobu olmak konusunda tercih beyan eden, direnen; düpedüz pisliktir, haysiyet fukarasıdır, necistir, habistir!

Veled-i zinalık, sonradan kazanılabilecek bir yeti değildir nitekim. Nesepten değilse de fıtrattandır.

E o halde, fuzuli karbon salıp, oksijen israf edeni tertemiz ortadan kaldırmanın ekolojiye hizmet babında hafifletici sebep, ve hatta meşru müdafa bağlamında değerlendirilmesi gerek değil mi, sayın ceza hukuku ekabirleri?

Siz sinyali verin, ben gerekeni yapayım ameke : )

7 Ocak 2022 Cuma

Her şeyin bahanesi var da... Salakılğın yok!



Büyükler, "İnsanın kendine ettiğini, köy toplansa edemez" derdi.

6. ve 7. yüzyılın kaderci kabile itikadı bile –az da olsa- insan aklına bu kadar hürmet ediyor...
İnsanın da kendi aklına ve tercihlerine azıcık hürmeti olmalı öyleyse.

Beynini kullanmamakta ısrarın dangalaklıktan başka bahanesi var mı? Yok!

Yüreğine 0,1 santigrat ilave edenin peşinden sorgusuz sualsiz gidenle, hormonuna 0,1 cc ilave edene gözü kapalı koşanın arasındaki fark gerek karakter, gerekse zeka anlamında dikkate alınmayacak ölçüde ufaktır..

Hele ki kırıp döktüğü cefakarın yaşadığının farkında dahi değilse...

Ortak nokta var mıdır peki, vardır!

Hıyar ve tuzdur.


Special edit: Kendi düşüp de ağlayana, sonrasında "yandım Allah" deyip de yanıma gelene, yağmurlu havada bir yudum su vereninin kuyusuna kova indiren çıkrığı s.keyim!