Süper kahramanların içinde en çok Örümcek Adam'ı severdim ben. Hani filmleri yapılmazdan, caf caflı oyuncakları oynanmazdan önce, çizgi roman döneminde. Çünkü, süper kahramanların tamamını düşünürsem, bana en fazla benzeyeni örümcek adamdı. Hata yapan, pişman olan, kendine kızan, hatta aşık olan bir kahramandı çünkü.
Bu yüzden en çok Ahmet Kaya'yı sevdim belki. Grup Yorum Kadar Zagor değildi çünkü, ben baltamı sallarım, dünyanın tankı, tüfeğine karşı demedi. Livaneli gibi, Akbayram gibi, hitap ettiği toplumun normlarında sürekli doğrular içinde hareket eden devrimci Superman de değildi. Yeri gelip kırk ulemadan daha aklı selim sahibi konuşup, yeri geldiğinde Televole'de yirdiren bizler gibi bir adamdı basbayağı.
"Ölümse korktum, savaşsa hep kaçtım" özeleştirisi yeter zaten kendi tutarlılığımda süper kahraman - Ahmet Kaya benzetmelerim için.
Sekiz sene olmuş aramızdan ayrılalı. Ortaokul, lise dönemimin en sarsılmaz figürü Ahmet Kaya, üniversite yıllarımda cismiyle eşlik edemedi bana.
Hiçbir zaman yurtsever mi, vatan haini mi olduğu anlaşılamayacak aslında. Gündemi Hürriyet'ten takip edenler, montaj olduğu yargı kararıyla sabit olan, malum haritanın önünde hatırlayacaklar onu hep. Dünyayı, yaşamı, ülkeyi anlatmaktaki hünerini kendini anlatmakta gösteremeyen bir "ölü" ozanın memleket özlemi içinde göçüp gitmesini anlayamayacaklar elbette. Dünyayı -ekstra tırnak içinde- "yurtsever" çizgide yorumlayanlar ise, onun İzmir'i de Diyarbakır gibi sevdiğini; Denizli konserinde Dersim coşkusu yaşadığını hiç hatırlamayacaklar.
En çok hayıflandığım şey, üzerine çatal bıçak fırlatanların yüzüne şarkılar, yüzüne şiirler çarpacak kadar uzun yaşayamayışı oldu. Bugün kendi rezilliklerinde debelenen çatal bıçakçılara , ideolojisini sahiplenen sahiplenmeyen pek çok insanın sekiz senedir Ahmet Kaya şarkılarını hep bir ağızdan söylemesi cevap olur mu bilemem.
Artık terazi tarihte. Ben son sözlerimi sözlerken sana dair, sen artık hiçbir sözü kaldıramazsın Ahmet Kaya.
Bu yüzden en çok Ahmet Kaya'yı sevdim belki. Grup Yorum Kadar Zagor değildi çünkü, ben baltamı sallarım, dünyanın tankı, tüfeğine karşı demedi. Livaneli gibi, Akbayram gibi, hitap ettiği toplumun normlarında sürekli doğrular içinde hareket eden devrimci Superman de değildi. Yeri gelip kırk ulemadan daha aklı selim sahibi konuşup, yeri geldiğinde Televole'de yirdiren bizler gibi bir adamdı basbayağı.
"Ölümse korktum, savaşsa hep kaçtım" özeleştirisi yeter zaten kendi tutarlılığımda süper kahraman - Ahmet Kaya benzetmelerim için.
Sekiz sene olmuş aramızdan ayrılalı. Ortaokul, lise dönemimin en sarsılmaz figürü Ahmet Kaya, üniversite yıllarımda cismiyle eşlik edemedi bana.
Hiçbir zaman yurtsever mi, vatan haini mi olduğu anlaşılamayacak aslında. Gündemi Hürriyet'ten takip edenler, montaj olduğu yargı kararıyla sabit olan, malum haritanın önünde hatırlayacaklar onu hep. Dünyayı, yaşamı, ülkeyi anlatmaktaki hünerini kendini anlatmakta gösteremeyen bir "ölü" ozanın memleket özlemi içinde göçüp gitmesini anlayamayacaklar elbette. Dünyayı -ekstra tırnak içinde- "yurtsever" çizgide yorumlayanlar ise, onun İzmir'i de Diyarbakır gibi sevdiğini; Denizli konserinde Dersim coşkusu yaşadığını hiç hatırlamayacaklar.
En çok hayıflandığım şey, üzerine çatal bıçak fırlatanların yüzüne şarkılar, yüzüne şiirler çarpacak kadar uzun yaşayamayışı oldu. Bugün kendi rezilliklerinde debelenen çatal bıçakçılara , ideolojisini sahiplenen sahiplenmeyen pek çok insanın sekiz senedir Ahmet Kaya şarkılarını hep bir ağızdan söylemesi cevap olur mu bilemem.
Artık terazi tarihte. Ben son sözlerimi sözlerken sana dair, sen artık hiçbir sözü kaldıramazsın Ahmet Kaya.